Toplum içinde yaşayan bazı insanlara hiç bir şey yetmez.

Bu insanlar hemen hemen diğer yaşayanlara göre maddi manevi şanslıdırlar.Bu şanslarının o kadar lütuf olduğunun farkına varmazlar ki zaman içinde bulundukları durumu normalleştirmeye başlarlar ve maalesef şükür etme olguları yok olmaya başlamıştır.

Bu durum bu tipolojilere bencillik ve ego yüklemeye başlar.Hatırlarsanız empati yapmak hakkında bir yazı paylaşmıştım bakmak isterseniz bulabilirsiniz.

Konumuza geri dönersem kaosla beslenmek kişinin geçmiş travmalarında yaşadığı hikayelere bağlı olarak tetiklenmektedir.Sürekli olay çıkarmak ya da her şey yolunda giderken bile bu durumdan huzursuz olmak çevresindeki insanlara zarar vermekte ve bu kişilere duyulan minnet ve nezaket duygusu gittikçe yok olmaya başlar.Kişisel alanınıza saldırı başladığı an siz ne kadar doğru cevapları verseniz de hamurunuzda yılan dilli davranmak yok ise yapabileceğiniz sadece bütün gün üzülmek ve gece kalbiniz kırık bir şekilde uyumaktır.Zira geçen gün aynısını yaşadım:)

Kaos yaratan insanlar bazen monotonluktan çıkmak, adrenalin,belki de süpriz duyguların verdiği hazdan beslenerek düzenden kaçak isterler.Bu beyinlerinde oluşturdukları dopamin duygusu ile kaos bağımlılarına dönüşürler.Duygusal boşlukta bence kaos çıkarmakta fazlaca etkili.Kabul ediyorum; kaosun insanı canlı tutan bir tarafı var ama aynı zamanda yıpratan ve tüketen yanı daha ağır.Kaos maalesef yönetilmiyor ise en azından kontrol altına alınmalı ve ya bu hisse sınır koyulmalıdır.

Yazı biraz makale gibi oldu ve nedense ben içimi rahatlatamadım arkadaşlar;) Kaos yoksa beni de mi ele geçiriyor aman Allah korusun:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir